HİPERTANSİYON

Her 3 kişiden 1 inin kan basıncının yüksek olduğunu biliyor muydunuz? Kan basıncı yüksekliği olarak tanımlanan hipertansiyon sıklıkla görülen bir hastalık ama maalesef hastaların  %60 ‘ ı hipertansif olduğunun farkında değil çünkü hipertansiyon günlük yaşam içinde hissettiğimiz ve önemsemediğimiz baş ağrısı, bulantı, halsizlik, çarpıntı, kulakta uğultu, ağırlık hissi gibi semptomlar yapabileceği gibi tamamen sessiz de seyredebilir. Bu durumlarda tansiyon ölçümü yapmadan farkına varmak mümkün olmayabilir.

İç hastalıkları kliniğinde fizik muayenenin vazgeçilmez parçası olan tansiyon ölçümü çok önemlidir. Hastanın her iki koldan tansiyon ölçümü yapılmalı, gerekirse hasta dinlendirildikten sonra tekrarlanmalıdır. 24 saat boyunca belli aralıklarla tansiyon ölçümü yapan cihazlar da hipertansiyon tanısı koymada faydalıdır. Hasta normal işine gücüne devam ederken ve uyurken yapılan ölçümlerle hem tanı konur hem de hangi ilacın günün hangi saatinde verileceği ile ilgili ipuçları ortaya çıkar.

Hipertansiyon sessiz seyretse, hiçbir belirti vermese bile sinsi seyrinde tüm organlarda hasar ve yetmezliğe neden olması ( özellikle göz ve böbrek ) , kardiyovasküler riski ( özellikle kalp krizi ve inme ) artırması nedeniyle mutlaka tanınması gereken bir hastalıktır. Tanı konduktan sonra hem komplikasyonların önlenmesi ve varsa tedavisi hem de tedavide kullanılan ilaçların yapabileceği biyokimyasal değişiklikler açısından rutin kontrollerle takibi gerekir.

Genel olarak söylemek gerekirse 45 yaş üstü popülasyonun evinde üst koldan ölçüm yapan, kol boyutuyla uyumlu kalibrasyonu yapılmış dijital tansiyon aletlerinin olmasını tavsiye ediyoruz. Mümkünse yemekten önce veya en az 2 saat sonra, en az 10 dakika dinlenme sonrası yapılan ölçümler değerlidir. 140/90 mmhg ve üzeri ölçümler yüksek değerlendirilir ve klinik başvuru gerektirir. İhmal etmeyin, tansiyonunuzu takip edin.